top of page

PANDEMİ SÜRECİNDE BABAM

Şule Baycan

İstanbul

Salgının başlamasıyla çalıştığım şantiyenin iki aylığına durdurulması üzerine İzmir’den İstanbul’a geldim. Tam da 65 yaş üstüne sokağa çıkma kısıtlamasının başladığı gün 21 Mart’ta iki kedimle birlikte taşındım babamın yanına.

İnsan yaş aldıkça hayatla ilişkisini ritüelleştiren belli rutinler geliştiriyor gündelik yaşamında. Babama en zor gelen keyif aldığı bu rutinlerden bir kısmının aksamasıydı karantina sürecinde. Çıktığı yürüyüşler, uğrayıp sohbet ettiği mahalle esnafı, çok sık olmasa da görüştüğü üç beş arkadaşı, canından çok sevdiği çocukları ve torunu bir anda ulaşılmaz olmuştu onun için. İlk başlarda gününü doldurmakta zorlanıyor, hareket edememekten yakınıyordu. Ama yine de bizlerden daha kolay adapte oldu bu yeni hayatın getirdiği yeni alışkanlıklara!

Sokakta, deniz kenarında yapamadığı yürüyüşlerini önceleri evin 20 adımlık koridoruna, ilerleyen zamanlarda ise apartmanın otopark olarak kullanılan arka bahçesine taşıdı. Her gün kaç tur yürüdüğünü, bir önceki günden kaç adım fazla attığını sayarak mutlu oldu. Arkadaşları ile yaptığı sohbetlerin yerini kızına anlattığı çocukluk ve ilk gençlik anıları aldı. Kızının yaramaz kedilerini torununu sever gibi sevdi, onları okşayarak, oyunlarına eşlik ederek huzur duydu. Çocuklarıyla görüşmesi bir telefon ekranına sığmaya başladı, bir kucaklaşmanın yerini tutmasa da.

Yine de her gün umutla haberleri takip etti, vaka sayılarının azalmasını, kısıtlamaların kalkmasını bekleyerek. Sınırlı sokağa çıkma izninin verildiği ilk gün tedirginlikle evinin sokağından çok da uzaklaşmadan yaptı yürüyüşünü. “65 yaş üstü” grubun kendisi kadar dikkatli ve tedbirli hareket ettiğini görünce rahatladı biraz. Sonraki izin günlerinde deniz kenarına gidip, yosun kokulu temiz deniz havasıyla doldurdu ciğerlerini…

Sağlık Bakanı ve Cumhurbaşkanı’nın kendisini de kapsayan kısıtlamanın kalkmadığına ilişkin her demecinde yüzü hayal kırıklığıyla gölgelendi! 9 Haziran’da sokağa çıkma kısıtlamasının gevşetildiği ilk gün eve kapandığı 81 günün acısını deniz kenarında 20 bin adım yürüyerek çıkardı. Pandemi sürecinin halen devam ettiğinin bilincinde, günlük rutinlerine geri dönebilmenin huzuruyla devam ediyor “yeni normal” diye adlandırılan bu hayata. Tarihte daha önce yaşanan salgınların bilgisel öngörüsüyle bizden daha umutlu bakıyor geleceğe. Değişimin, dönüşümün hayatın kaynağı olduğu bilinciyle belki de…

Editör: Gülay Kayacan

bottom of page