top of page

HİÇLEŞME GÜNLERİ

Necmi Kavuncu

Ankara

Olağan olarak kabul ettiğimiz kimi özelliklerimizin, dünyayı kasıp kavuran KORONA virüsü salgını ile savaşma gücümüzü zayıflattığını öğrendiğimizde; yaşamı kaybetme riskinin yarattığı kaygımızı, çözüm arayışlarımızla beynimizi arka odacıklarına ittik. Benim yaşım ve sevgili eşimim süreğen akciğer hastalığı HİÇLEŞME günlerimizin başladığına ilişkin gerekçelerdi. Hiçleşme sosyal yaşamdan silinip, küçülme ve edilgenleşme biçimiydi. Bir tür gizlenerek gözden uzak olama halini adlandırıyordu.

Başlangıç zamanlarınla adeta ruhumuzu kapkara bulutlar sardı. İsteksiz duyarsız günler peş peşe gelip geçerken kendimi Korona Günlerinde Fotograf teknik ekibinin içinde buldum. Bu olay gönlümde art arda umut ışıkları yaktı. Yeniden bir şeyler yapabilmek fotoğrafla iç içe olmak, fotoğraf üretebilecek olma duygusunun yarattığı hazzı tahmin edemezsiniz. Fotoğraf makinem ve tripodum çantalarından çıkarıp salonun başköşesine, başmisafir olarak oturduğunda: yaşamdan yana edimlerimizin enerji kaynağına erişimimiz gerçekleşmişti.

Bu salgın günlerinde kendi yaşamımızda kayda değer olanların, fotoğraflanmasına karar verdik. İlk olarak dışarı çıkamayacağımızı kabullendik. Ekmek ve benzeri tüketimlerimizi kendimiz yapmalıydık. Ekmek yapımlarımızı kayıt altına almaya çalıştım. Daha sonra uzun süre önce üzerinde çalıştığı Eşimin takı sandığını hatırlayarak Anneler günü için hediye üretiminin çekimini gerçekleştirdik. Ardından yakın zamanda eşimin katıldığı keçe kurslarından, elinde kalan malzemelerin incelenerek yeni bir şeyler üretebileceğini bildirdi, Keçe yapım aşamalarını da kayıt altına almaya çalıştım.

Bu görüntülemelerin benim için birkaç anlamı oldu. Ama en önemlisi; yaşamın yavaşlamasının yok oluş olmadığı, sıradanmış gibi görünen birçok edimimizin hiçleşmeden var olabilmemizi taşıyacak kadar güçlü olduğunu anlamam oldu.

Editör: Orhan Cem Çetin

bottom of page