YA ANNEM BENİ UNUTURSA
Serpil Gönüllü
İzmir
Yurt dışı girişli olmam sebebiyle, evimde tek başıma geçirdiğim 14 günlük kişisel karantina sürecinde en büyük endişem, "acaba" şüphesi/korkusunun yanında "ya annem beni unutursa" idi. Çünkü demans hastası olan annem, uzun süre görmediği kişileri hafızasından çıkartıyordu.
Bu sebeple, 14 günlük süreci atlatır atlatmaz, devam eden karantina günlerinde yanlarında olabilmek için annemle babamın evine gittim. Zaman zaman bana farklı isimlerle seslense de, ne güzel ki annem beni unutmamıştı.
Annem, her sabah güne, bir önceki güne ait takvim yaprağını kopartarak ve gelen yaprağın üzerindekileri sesli okuyarak başlar, sonra, ilaçlarını düzenler, gün boyunca birkaç sıra örgü örer, çocuklar dediği bebekleriyle konuşur ve her ne kadar engellemeye çalışsak da genellikle de uyur.
Gezmeyi çok seven anneme neden dışarıya çıkamayacağımızı anlatamadığım için, her sokağa çıkma isteğine "yarın" diye yanıt veriyordum. Nihayet bu "yarın" lar verilen izinler ile gelebildi. Parklara gittik, hatırlamasa da eski arkadaşları ile mesafeli görüşmeler yaptık.
3 aylık süreci sağlıklı bir şekilde geçirdik diye düşünürken, annem düştü ve kalçası kırıldı. Böylece bir kırık, bir ameliyat ve bir haftalık hastane günleri de, yeni endişelerle birlikte karantina günlerimize dahil oldu.
Editör: Orhan Cem Çetin