top of page

PANDEMİ ÜÇLEMESİ

Zülküf Mavlay / Diyarbakır

Dört tarafım duvar. Nefes alamıyorum. İki adımda dışarı çıkabilsem…

Binalar. Bir uçtan diğerine dizilmişler. Gökyüzünü kaplamak üzereler. 

Başka şeyler de olmalı! 

Göremiyorum… 

 

Yaşam, türün tehlikeden korunması ya da tehlikeden kaçması ikilemi üzerinden devam eder.

Pandeminin yıkıcı etkisinden kaçınmak için evlerimize sığındık. Yaşam yeni bir biçime büründü. Sokağa çıkmak zorunda olmayanlar sevdikleriyle beraber en güvenli alanlarına çekildi. Adına ev dediğimiz birimlerde hızla steril alanlar oluşturuldu, yeni alışkanlıklar geliştirildi. 

Covid-19 nedeniyle insanlığın kendi türünü korumak için kullandığı tek kullanımlık maske ve eldivenler dünya tarihine bugünlerin sembolü olarak geçti. Maskeler ve eldivenler yeni normallerimiz oldu. Hayatımızda daha ne kadar kalacakları belirsiz.

Bütün hamleler virüsle karşılaşmamak üzerine kurulu artık. #evdekal sloganları dört bir yandan yükselirken, “evde kalmak” giderek zorunlu ve aynı zamanda zorlayan bir biçim haline geldi. Pandemi öncesi kentin kalabalığından kaçıp sığındığımız evlerimizin anlamı bile değişti. 

Günler ve geceler giderek birbirine benzemeye başladı. Benzedikçe, gerçekle kurgu adeta döne döne birbirinin yerine geçti. Her şey daha da karmaşıklaştı.

Sürecin ne zaman biteceğini bilmemenin huzursuzluğu içinde, dört duvarla sınırlanan alanlarımızda yeni bir ritim yakalamanın peşindeyiz. Sevdiğimiz insanlar için taşıdığımız kaygıyı maskelerimizin ardına saklayarak, sokaklarda özgürce dolaşacağımız, kalabalık dost sofralarına oturacağımız, sevdiklerimize kaygısızca sarılacağımız günlerin özlemiyle hayatta kalmaya çalışıyoruz.

Editör: Yücel Tunca

bottom of page